Metinlerarasılık, metinlerin birbirini etkileyerek anlamını şekillendirmesi olarak tanımlanabilir. Bu konsept hem yazarlar hem de okuyucular için önemlidir. Metinlerarasılığın detaylı bir açıklaması ise şöyledir:
Yazarların önceki metinlerden esinlenerek yeni bir eser oluşturması veya okuyucuların bir metni okurken başka bir metne başvurması durumunda metinlerarasılık gerçekleşir. Metinlerarasılık, farklı metinler arasındaki etkileşimi ifade eder. Bu ilişki, farklı iletişim mecraları arasında kurulduğunda ise “mecralar arasılık” olarak adlandırılır.
Metinlerarasılık kavramı, postyapısalcı Julia Kristeva tarafından 1966 yılında ortaya atılmış ve pek çok kez alıntılanmış ve değiştirilmiştir. Eleştirmen William Irwin, bu terimin zamanla farklı anlamlar kazandığını belirtmiştir. Metinlerarasılık, her metnin başka bir metni referans aldığını ve her yazınsal eserin daha önce yazılmış metinlerden bağımsız olarak oluşamayacağını savunan yeni eleştirmenler tarafından önemle vurgulanmaktadır. Bu görüşe göre, metinlerarasılık metnin farklı alıntılardan oluşan bir bütün olduğunu ve her metnin eski metinlerden aldığı unsurları yeni bir bağlam içinde birleştirdiğini gösterir. Metinlerarasılık anlayışı, her metnin kendisinden önce yazılmış metinlere dayandığını ve hiçbir metnin eski metinlerle tamamen bağımsız olamayacağını öne çıkarır.